Kitap Yorumu (Stefan Zweig - Amok Koşucusu)

İntihar, Stefan Zweig'ın zihnini gençlik yıllarından beri meşgul eden bir kavramdı. Yaşamanın bir anlamı kalmadığını anladığı anda yaşamına kendi eliyle son verebileceğini daha üniversite yıllarında söylemişti. İlk evliliği sırasında karısı Friederike'yi kendisiyle birlikte intihar etmesi için zorlayan, sonra bu düşüncesinden vazgeçen Stefan Zweig, yıllar sonra, İkinci Dünya Savaşı sırasında, ikinci karısıyla birlikte yaşamına son verdi. Yazar, önceki intihar girişimlerinden vazgeçmiş olsa da korkularını, romanlarındaki ve öykülerindeki kahramanlara yaşatıyor. Amok Koşucusu'nda yer alan öykülerin ortak izleği de intihar. Kendi yaşamından ya ada tarihteki gerçek kişilerin yaşamlarından kesitler katarak yazdığı bu öykülerde Stefan Zweig'ın duyarlı kişiliğini, olağanüstü gözlem gücünü olduğu gibi sayfalara yansıttığını görüyoruz. Yazdığı öykülerin en başarılı örneklerinin yer aldığı bu kitapta, bir uzun öykü olan Amok Koşucusu bir baş yapıt. İnsanı en güçsüz, en savunmasız yönleriyle ele alıp, insan ruhunun en derin katmanlarına inmeyi bilen, bütün bunları son derece canlı, ayrıntılı, çok yönlü bir anlatımla kaleme alabilen, okuru gerçekten etkileyebilen bir yazar Stefan Zweig. Yazdıklarının üzerinden bunca yıl geçmiş olmasına karşın, öykülerinin, romanlarının bugünkü kuşaklar tarafından da aynı ilgiyle okunması, onun kalıcı bir yazar olduğunun en büyük kanıtı. Amok Koşucusu'nun bu yeni çevirisinde, daha önceki basımda yer almayan öyküler de bulunuyor.

Yazar: Stefan Zweig
Yayın Evi: Can Yayıncılık / 21. Baskı
Yayın Yılı: 2016
Sayfa Sayısı: 186
Çevirmen: İlknur Özdemir

Kitap Yorumu: Bir aşkın ızdırap ve acı dolu öyküsü. Gemide karşılaştığı dertli ve ızdırap dolu bir doktorun anlattığı unutulmaz ve sürükleyici aşk. Dünyanın diğer ucunda para kazanmak için zamanın dolmasını bekleyen doktorun karşısına bir anda çıkan ve doktoru kurtulması imkansız duyguların içine atan bir kadın ile sürekli onun peşinde koşan doktorun macerası. Kadın yasak aşkın meyvesi bir çocuğu aldırmak için doktora gelir ve pazarlık yaparlar. Bu arada doktor kadına aşık olur ve kadını reddeder. Sonrasında kadına bir Amok koşucusu gibi bağlanarak peşinde sürüklenir. Kadın başka bir yerde kürtaş yaptırır ve hayatını kaybeder. Bu ayıbı örtmekte aşığı olan doktora düşer. 

Kitaptan Alıntılar:

"Söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz."

"Ruhu çoktan ölmüştü, geriye öldürülecek yalnızca bedeni kalmıştı."

"Oradaki o kirli hayat içinde,insanın beynine sıkıştırdığı bir avuç bilgiyle herhangi birine hayatında bir parça nefes verebilmek,insanın tek mutluluğu..."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Miller-Tiedeman’ın Yaşam Boyu Kariyer Teorisi ve Karar Verme Süreçleri

Kariyer Danışmanlığı ve Etik

Aile İçi İletişimde 10 Altın Kural