Teknolojinin Çocuklarımızı Üzerindeki Etkileri-2
Son yıllarda yapılan çalışmalarda
televizyonun olumsuz yönleri üzerinde sıkça durulmakta ve özellikle küçük
yaşlardaki bireyler için olumsuz etkileri sıkça dile getirilmektedir. Ülkemizde
son dönemde RTÜK ve Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde bazı
çalışmalar yürütülmekte konu ile ilgili bazı yayınlar ve uygulamalar ortaya
konulmaktadır. Son dönemde ülkemizde yapılan bazı çalışmalarda ana haber
bültenlerinin bile %30’dan fazlası şiddet ve uygun olmayan içerik olduğu tespit
edilmiştir. Peki, bu durum çocuklarda ne tür etkiler oluşturmakta diye
incelersek 5 ana madde önümüze çıkmaktadır.
1.
Duyarsızlaştırma Etkisi: Çocuklarımız izledikleri tüm programlarda özellikle insanlara ve hayvanlara
karşı uygulanılan şiddet veya doğru olmayan davranışları görmektedir. Bir süre
sonra bu davranışlar gayet dolay bir hal almakta ve çocuklarımız bunları
hayatın içinde yer alan sıradan olaylar olarak görmektedir. Yani bu tür olay ve
davranışlara karşı duyarsızlaşmaktadırlar. Bunun önüne geçmek için uygulanan
ebeveyn filtreleri de bu durumu ne yazık ki değiştirmiyor. Yukarıda da
bahsettiğimiz gibi son derece sorunsuz görülen haber programlarında bile en az
%30 oranında şiddet ve olumsuz davranışlar görülmektedir. Bunların dışındaki
programlarda sizlerin de tahmin edeceği üzere bu oran fazlasıyla yüksek. Bu
konuda teknolojinin yönetimi çocuklara bırakılmamalı ve çocukların teknoloji
ile olan ilişkileri belli sınırlar ve ciddi kurallar çerçevesinde
kısıtlanmalıdır. Burada ailelerinde çocuklarına örnek olabilmeleri için bu
kurallara kendileri de uymalıdır.
2.
Şiddeti Artırıcı Etkisi: Özellikle televizyon programları ve bilgisayar oyunlarında sıkça kullanılan
şiddet olayları çocukların bu olaylara bakışını değiştirmekte ve zamanla şiddet
uygulamanın basit ve sıradan bir olay olarak algılanmasına yol açmaktadır.
Örneğin eşlerin birbirlerine karşı senaryo uyarında uyguladıkları fiziksel,
psikolojik ve diğer şiddet türlerini çocuklarımız kendi akranları ve
çevrelerindeki diğer insanlara uygulayabilmektedir. Yapılan araştırmalar bu
oranın her geçen gün arttığını bize göstermektedir.
3.
Kötü Dünya Sendromu: Artan olumsuz davranış örnekleri zamanla çocukların dünyaya bakışlarını da
değiştirmektedir. Çocuklarımız zamanla dünyanın kötü bir yer olduğunu
algılamaya başlıyor. Özellikle senaryolar ile gerçek hayat arasındaki farkı
algılayamayan çocukların sürekli olarak dünya ve insanlarla ilgili geçmiş
yaşantılarına dayanmayan korku veya endişeleri olmaktadır. Dizilerde yer
alan aşk hikâyelerinin gerçek hayatta da gerçekleşeceğine inanan gençler
dizilerdekine benzer hayatlar yaşamakta veya kendi hayatlarında gerçekleşmesi
zor olan ihtimallerin peşinde koşmaktadır.
4.
Heyecan Aktarımı ve Genel Uyarılmışlık
Hali: Birçok insan olayları ilk kez yaşarken kendilerine
özgü farklı duygular ve davranışlar sergileyebilmektedir. Ama günümüzde gelişen
teknoloji ile gençlerimiz pek çok durumla kendi hayatlarından önce televizyon
veya bilgisayarlarda karşılaşmaktadır. Bu yüzden zamanla kendi yaşamadıkları
olaylara karşı bir heyecansızlık veya çok daha önceden uyarılmış olabiliyorlar.
Bunun en somut örneklerinden birisi gençlerin cinselliği daha önceden
keşfetmesi ve bu konuda sürekli olarak çevrelerinden aldıkları uyarıcıları
etkisiyle artık daha erken yaşlarda ergenliğe girmesi verilebilir.
5.
Otoriteye Meydan Okuma: Belki de en yaygın görülen ve göze parçan durum gençlerimizin artık daha
hırçın ve daha meydan okuyucu olmasıdır. Pek çoğumuz “Ben senin yaşındayken
babama böyle karşı çıkacağım! Olacak şey değildi…” gibi cümleleri sıkça
duymaktayız. Bunun en temel sebebi bireyselliğin teknolojik tüm cihazlarla
fazlasıyla duyurulması ve bireysel özgürlüğün sürekli örnek gösterilmesidir.
Ergenlik çağında özgürleşme çabalarına giren gençler yapılan pek çok yayın ile
neredeyse karşılarındaki tüm otoritelere (ebeveynler, okul, devlet vb. ) karşı
özgürlük savaşına girişmektedirler. Bu durum zamanla anarşik bir durumun
oluşmasına neden olabilmektedir.
Bu durumlar ile baş edilebilmesi için
sorunun kaynağına inilmeli ve sivrisinekler olarak nitelendireceğimi bireysel davranışlar
değil de bataklık olan teknolojinin kötüye kullanılması konusunda çalışmalar
yapılmalıdır. Televizyon yayınlarında ciddi düzenlemeler yapılmalı, çocukların
ve gençlerin internet kullanımları sınırlandırılmalı ve bu konularda akademik
çalışmalara hız verilmelidir. Ayrıca bu konuda yasakların bir yere kadar sorun
çözücü olabileceği öngörülmeli ve başka aileler olmak üzere tüm toplumun
gerekli tedbirleri alması gerekmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder