Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
DEHB nedir?
Dikkat eksikliği
hiperaktivite bozukluğu (DEHB) uzun yıllardır çocukluk ve ergenlik döneminde
görülen psikiyatrik bir bozukluktur. Toplum tarafından yeni tanınmaya başlayan
bu durum aslında uzun zamandan beri araştırılmaktadır. Bu psikiyatrik
bozukluğun üç temel belirtisi vardır. Bunlar dikkat eksikliği, aşırı
hareketlilik (Hiperaktivite) ve dürtüsellik olarak nitelendirilir Bazı çocuklar
davranışlarını kontrol etmede ve bir ise dikkatlerini yoğunlaştırmakta zorluk
yaşamaktadırlar. Bu durum özellikle okul hayatlarında negatif sonuçlar
gösterir. DEHB olan çocuklar normal çocuklara göre daha hareketlidirler.
Sınıfta oturması gerektiği halde oturamayabilir, ödev yapmakta zorlanabilir,
öğretmeni uzun süre dinleyemez ve verilen isin sonunu getiremeyebilir veya sınıftaki
arkadaşlarının dikkatini dağıtabilir. Tedavi edildiği zaman belirgin düzelmeler
görülmektedir. Tedavi için en önemli nokta daha ilkokul döneminde aileler,
öğretmenler ve diğer eğitmenler çocukları gözlemleyip davranışları analiz
etmeleridir. DEHB özelliği gösteren çocukların ilk planda okul rehberlik
servisine daha sonra ihtiyaç görülmesi durumunda diğer kurumlara
yönlendirilmesi gerekmektedir.
DEHB ilkokul cağındaki
çocuklarda %3-5 gibi bir oranda, yani 20-30 kişilik bir sınıfta 1 veya 2
çocukta görülmektedir. Kızlara göre erkeklerde bu bozukluk 3-4 kat daha fazla
görülmektedir.
DEHB’nin belirtileri
nelerdir?
DEHB klinik
belirtilere göre anlaşılır. Bir bireye DEHB tanısı koyulabilmesi için
Dikkatsizlik, Hiperaktivite ve Dürtüsellik alanındaki semptomların altısının ya
da daha fazlasının, en az altı ay boyunca bireyde sürekli olarak gözlemleniyor
olması gerekir. Bu şekilde DEHB kronik olarak analiz edilebilir ve tanı
konulabilir. DEHB tanısı konulan bireylerin çocukluk dönemleri incelendiğinde 7
yaşına kadar tabloda yer alan bu özellikleri gösterdikleri belirlenmiştir. Bu
durum erken tanı konulmasını sağlayabileceği için özellikle ailelerin ve okul
öncesi eğitmenlerinin dikkatli olması gerekmektedir. Ayrıca DEHB tanısı koymak
için, semptomların en az 2 farklı ortamda ortaya çıkması gerekmektedir.
Dikkatsizlik
alanındaki semptomlardan en az 6 semptom bireyde 6 aydır görmüyor olması
gerekir ve bu semptomlar bunlardır: çocuklar yaptıkları ise dikkat vermekte
zorlanırlar ve hata yaparlar, uzun süre bir ise dikkatlerini veremezler,
unutkanlık olur, zihinsel caba gerektiren isleri yapmakta zorlanırlar ve bu
islerden kaçarlar, düzensiz olurlar, uzun süre birini dinleyemezler, eşyalarını
kaybederler, detayları görmezler ve ilgileri kolayca başka yöne kayabilir.
Hiperaktivite
semptomlarından en az 3 semptom 6 aydır bireyde mevcut olması gerekiyor. Bu
semptomları su şekilde sıralayabiliriz: Çocuklar oturdukları yerde duramazlar,
sürekli hareketlidirler, sessiz bir şekilde oyun oynamakta zorluk çekerler,
sürekli olarak ortada koştururlar, çok konuşurlar ve sürekli bir isle
uğraşırlar.
Dürtüsellik
semptomları ise şunlardır: Çocuklar çoğu zaman sorulan soru tamamlanmadan
anında cevabı verirler, sıralarını beklemekte güçlük çekerler, basakların
sözünü keserler ve çok konuşurlar. Dürtüsellik semptomlarından bireyde en az
biri 6 ay sürede görünüyor olması gerekir.
DEHB’nin nedenleri
nelerdir?
DEHB bir psikiyatrik
bozukluğu olarak kabul edilir ve bireyin tüm yasemini etkileyebilir. Diğer
psikiyatrik bozuklukları gibi DEHB’nun da çok boyutlu nedenleri olduğu
düşünülür. Biyo-psiko-sosyo-kültürel faktörlerin DEHB’nun ortaya çıkmasında
rolü olduğu kabul edilir.
Genetik Faktörler
İkizler, aile ve evlat
edinme üzerine yapılan araştırmalar DEHB’nun genetik olabileceğini göstermiştir.
Ama tüm bu araştırmalar hangi gende DEHB’nun olduğunu henüz kanıtlanamadı. Aile
üzerine yapılan araştırmalar %10,35 gibi bir oranla ailenin diğer fertlerinde
DEHB’nun çıkabileceğini göstermiştir. Anne babasında DEHB olan çocuklarda %57
oranında bu bozukluk görülmüştür. İkizler üzerine yapılan araştırmalarda DEHR
kalıtsal özelliği vurgulanmıştır.
Nörogelisimsel
faktörler
Yapılan bilimsel
araştırmalar, beynin ön lobunda bulunan ve hücreler arası iletişim için önemli
olan Dopamin ve Noradrenalin DEHB’nun bulunduğu bireylerde yetersiz olduğu
tespit edilmiştir. Bu iki hormonun eksikliği dikkatsizliğe yol açmakta ve
bireyin konsantrasyonunu etkilemektedir. Ayrıca yapılan araştırmalar DEHB olan
çocukların beyin hacminin %5 gibi bir oranla daha küçük olduğu görülmüştür.
Çevresel
faktörler
Genetik ve
Nörogelisimsel faktörler DEHB’nun nedenleri olabildiği gibi çevresel
faktörlerde nedeni olabilir. Annenin gebelik esnasında sigara veya alkol gibi
maddeleri kullanması çocukta DEHB’nun oluşumunu kolaylaştırır. Ayrıca aile
ilişkileri, anne-baba-çocuk ilişkisindeki bozukluklar ve yanlışlar da DEHB’nun
oluşumunda rol oynamaktadır.
Eşlik eden
bozukluklar
DEHB semptomlarının
yani sıra bazı çocuklar, çocuk gelişimini kötü etkileyen, DEHB’na eşlik eden
farklı bozukluklar gösterebilir. Kadesjo ve Gillberg’in 2001’de yaptığı
bilimsel araştırmalarda, %87 DEHB’u bulunan çocuklarda yani sıra bir bozukluk
daha eşlik ettiği ve %67 çocuklarda iki veya daha fazla bozukluğun eşlik ettiği
görülmüştür. DEHB’na eşlik eden en sik bozukluklar şunlardır: Öğrenme
bozukluğu, karşıt olma-karsı gelme bozukluğu, davranım bozukluğu, tik
bozuklukları, pasif agresif kişilik bozukluğu, depresyon ve anksiyete
bozukluğu. Bu bozukluklar DEHB’dan ayırt edilebilmesi gerekmektedir, çünkü tek
basina da ortaya çıkabilir ve çocuğun gelişimini olumsuz etkiler. Böyle bir
durumda ailelerin alarma geçmesi ve bir uzmana başvurmaları gerekmektedir.
Tedavisi mümkün mü?
DEHB genellikle
ilkokul cağındaki çocuklarda gözlemleniyor. DEHB tanısı olabildiğince çok
kaynaktan bilgi edinerek konulmalıdır. DEHB konusunda aileye, öğretmenlere ve
diğer eğitimcilerle birlikte çocuğun sürekli çevresinde bulunan bireylere,
örneğin çocuğun en yakın arkadaşlarına ve akrabalara büyük görevler düşüyor.
Öncelikli olarak onlardan bilgi alınmalıdır. Terapide önemli olan öncelikle
çocuklarda görülen semptomların belirlenmesidir. Çocukta eşlik eden bozukluklar
varsa terapiye dahil edilmesi gerekmektedir. Tedavinin ilk hedefi DEHB’da
görülen, davranışsal, bilişsel, sosyal ve ailesel alanlardaki problemleri
belirlemek ve çözmektir. Uzmanlar DEHB çocukta, öğrenmeyi, derse katılımı,
sınıftaki ilişkileri olumsuz yönde etkilediği için ilaç tedavisini öneriyorlar.
Günümüzde de en çok kullanılan tedavi ilaç tedavisidir. Bu tedavinin yani sıra
psikoterapi ve psikososyal tedavilere de başvurulmalıdır. Yani aile
danışmanlığı, öğretmen-okul danışmanlığı gibi danışmanlıklar tedaviye dahil
edilmelidir. Anne-baba, çocuk ve öğretmenlere çeşitli testlerin ve ölçeklerin
verilmesi ve doldurulması DEHB tanısı koymada yardımcı olur. Sık kullanılan
testler ve ölçekler şunlardır: Achenbach Çocuk Davranım Değerlendirme Ölçeği,
Conners Değerlendirme Ölçeği ve Pelham’in Yıkıcı Davranış Bozuklukları Ölçeği.
Ayrıca çocuğun bilişsel ve zeka seviyesini tespit etmek için WISC-R testi de
DEHB tanısı koymada yardımcı olabilir.
Sonuç olarak aile ve
öğretmenlere büyük roller düşüyor. Mesela öğretmenler sınıfta DEHB olan
öğrenciyi ön sıraya oturtabilir. Cam kenarı veya kapı kenarları çocuğun
dikkatinin dağılmasına neden olur. Ayrıca öğretmen DEHB olan çocukla özel bir
dil geliştirmesi gerekir. Aileler ise çocuğun odasını özellikle ödev yapacağı
alanı dikkat dağıtıcı eşyalardan arındırması gerekir ve sessiz olmasına dikkat
etmelidirler.
Özel Eğitim Uzmanı
Melek TURAN
Yorumlar
Yorum Gönder