Aileler ve Eğitim Başarısı

Ülkemizde karne ve LYS sınavı vakti geldi. Yaklaşık 17 milyon öğrenci karne sevinci yaşayacak ve 2 milyon kişide üniversiteli olabilmek için birkaç saatlik bir sınava girecek. Kendilerine yatırım yapan ve geçen yılı iyi değerlendiren öğrencilerimiz başarılı sonuçlar alacak ve mutluluklarını çevreleriyle paylaşacaklar. Eğitim sistemimize göre başarısız olan öğrencilerimizi ise biraz daha sıkıcı birkaç hafta bekliyor olacak. Başta ebeveynler olmak üzere pek çok kişiden nasihat dinleyecek belki de azarlanacaklar. Peki, bu başarısızlığın tek sorumlusu öğrenciler mi? Birçok aile tabi ki hayır diyecek ve eğitim sistemi ve bu sistemde yer alan tüm görevlileri(öğretmeninden müdürüne) sırasıyla eleştirecektir. Belki çok az aile kendilerini eleştirecektir.
Değerlendirme yapılırken unutulmaması gereken nokta çocuklarımızla birlikte bizlerin ve sistemin de başarı veya başarısızlıkları değerlendirilmektedir. Sistemin başarısızlıkları uzun yıllardır eleştirilen ve henüz düzeltilememiştir. Bu konuda bireysel veya aile olarak ciddi değişiklik yapamayacağımız için aile bireyleri üzerinden değerlendirme ve değişiklik yapılması daha kısa sürede etkili sonuçlar doğuracaktır.
Bireysel başarı ve başarısızlıkta en büyük rol aileye ve aile üyelerine (özellikle ebeveynlere) aittir. Tabi ki hiçbir aile çocuğunun başarısız olmasını istemez. Ama bazen farkında olmadan öğrencileri başarısızlıklara mahkûm edebilir. İsterseniz maddeler halinde bu sebeplere kısaca bir göz atalım;
1. Kıyaslama – Karşılaştırma
En sık yapılan ve en çok bilinen hatalarımızdan biridir. Birçok anne ve baba çocuklarını daha doğdukları günden itibaren diğer insanlarla kıyaslamakta ve çocuklarını ciddi bir rekabet ortamına sokmaktadır. Bununla birlikte çocuklarının birçok alanda başarılı olmasını istemekte ve beklemektedir. Örneğin hem sınıfın en çalışkanı hem de sportif alanlarda başarılara sahip bir çocukları olmasını istiyorlar. Oysaki bunu yapmanın hayalini kuran ailelerimiz çocuklarının güçlü ve zayıf yönlerine dikkat etmemektedir. Ayrıca zamanla çocuklarda kendilerini kabul ettirmek için birçok davranış geliştirmeye çabalamaktadır. Bu davranışlarında başarısız olan çocuklar gerek ailede gerekse toplumda bir sorun veya problem olarak ortaya çıkmaktadır. Oysaki tek amacı ailesi ve çevresi tarafından kabul ve takdir edilen biri olmaktır.
2. Aşırı Beklentiler
Birçok ebeveyn çocuklarını başarılı görmek ve onlarla gurur duymak istiyor. Kısmen de bu konuda haklı olduğunu söyleyebiliriz. Kim çocukları başarısız olsun ister ki? Ama bu isteklerimizde ne kadar haklıyız? Gerçekten çocuklarımız bizim beklentilerimizi karşılayacak potansiyelde mi? Özellikle başarının sadece birkaç sınava bağlı olduğu ülkemizde bu sorunun cevabı ne yazık ki hayır. Birçok insan farklı alanlarda farklı potansiyellere sahip olarak doğmaktadır. Kiminin spora kiminin kültürel ögelere kimin akademik hayata doğuştan bir yatkınlığı olmaktadır. Biz ise çocuklarımızın hepsinin akademik hayatta başarılı olmalarını çok iyi notlarla mezun olmalarını ve en iyi üniversitelerde en iyi alanlarda başarılı olmalarını istiyoruz. Doğal olarak ta bu pek mümkün olmuyor. Burada ebeveynlere düşen en önemli rol çocuklarını tanımak ve onların gelişimi adına bir yol haritası belirleyerek kaliteli insan yetiştirmektir. Bunun için aşırı beklentilere girilmemeli ve çocuklara kendilerini gerçekleştirmek için fırsat verilmelidir.
3. Gizli Mesajlar
Bazı velilerimizde iyi niyetli olarak çocuklarına yaklaşmakta ve onlara yardım etmeye çalışmakta onların motivasyonunu artırmayı hedeflemektedirler. Ancak farkında olmadan çocuklarına zarar da verebilmektedirler. “Bizim çocuk çok zeki ama çalışmıyor, çalışsa yapar aslında.” Bu tür cümleler çocuğun kendini olduğundan farklı görmesine sebep olabilmektedir. Yukarıdaki cümlede çocuk kendini olduğundan daha zeki görebilir veya bulunduğu noktaya gelene kadar çalışmış ise bu çalışmalarının görülmediği veya önemsenmediğini düşünebilir. Bunun için çocuklarla yapılan konuşmalarda daha dikkatli olunmalı ve büyüklerden ziyade çocukların konuşması sağlanmalı. Ayrıca sorunlarda çözümleri çocukların bulması çocuklarımızın benlik saygısı, kendini ifade etme ve sorunlarla başa çıkma becerilerini ciddi anlamda geliştirecektir.
4. Hayallerini Yaşamasını Engellemek
Bazı ebeveynlerimizde çocuklarımızın hayallerini önemsemeyerek kendileri için önemli olduğunu düşündükleri alanlara çocuklarımızı yönlendirmeye çalışmakta ve onları kendi yapamadıkları şeyleri yapmaya itmektedir. “Ben yapamadım oğlum/kızım yapacak.” gibi cümleler tamda bu durumun bir yansımasıdır. Unutulmamalıdır ki çocuklarımız bizlerden farklı birer bireydir ve kendi hayatlarını yaşamaya hakları vardır. O yüzden çocuklarımızın önüne seçenekler sunarak bu seçenekleri kendi istek ve hayalleri doğrultusunda seçmelerini sağlamalıyız. Özellikle ülkemizde üniversite tercihlerine bu gözle bakmak gerektiğini düşünmekteyiz.
5. Mükemmeliyetçi Ebeveynler
Son olarak ta mükemmeliyetçi yönü olan ve çocuklarını da bu şekilde yetiştiren ailelerimizden söz edebiliriz. Tüm aileler ve ebeveynler gibi mükemmeliyetçi ebeveynlerde çocuklarını başarılı ve mutlu görmek isterler. Yaptıkları tüm davranış ve gayretleri de bunun içindir. Ama farkında olmadan çocuklarını kendileri gibi yönetmeye ve hayatlarını hatasız geçirmeye zorlarlar. Tabiri caizse çocuklarını kendi fanuslarının dışına bırakmak istemezler. Bir nevi hapis hayatı yaşatırlar. Çocuklarda bu fanusun dışına çıktıklarında diğer insanların tanımadığı biri haline gelebilir. Örneğin şiddete yönelebilir veya tamamen kendi dünyalarında yaşayabilirler. Unutmayalım ki çocuklarımız bizim gibi olmak zorunda değiller ve çocuklarımızı hayatlarının sonuna kadar kontrol edemeyiz. Bu yüzden çocuklarımıza kendi ayakları üzerinde durabilecekleri ve kendi kararlarını alabilecekleri bir ortam oluşturmalı ve onların gerektiğinde hata yaparak öğrenmelerine fırsat vermeliyiz. Aksi durumda çocuklarınız sizler olmadan yaşayamayacak ve hayatları boyunca sizin gibi insanlar arayacaklardır. Bu çalışacakları işten evliliklerine kadar hep böyle olacaktır.
Sonuç olarak her insan gibi çocuklarımızda başarılı veya başarısız olabilir. Bu durumu değiştirmek veya geliştirmek ise büyük oranda ailelere bakıyor. Yani sorumluluğun büyük bir kısmı ailelerin omuzları üzerindedir. Bunun için yapılması gereken ilk şey ise çocuklarınızı daha yakından tanımak ve onların kendileri olabilmeleri için fırsatlar oluşturmaktır. Çocuğunuzu daha yakından tanımak isteyenler www.diatestingcenter.com adresini ziyaret edebilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Miller-Tiedeman’ın Yaşam Boyu Kariyer Teorisi ve Karar Verme Süreçleri

Kariyer Danışmanlığı ve Etik

Aile İçi İletişimde 10 Altın Kural